08-15-2014, 05:57 PM
:ayir:
:ayir:
Hikaye
Crysis 3′ün hikayesi Crysis 2′deki olaylardan tam 20 sene sonra, 2043′de geçiyor. Prophet Nanosuit aracılığıyla ikinci oyunun protagonisti Alcatraz’ın kontrolünü aldıktan sonra Nanosuit’i çaldığı gerekçesiyle hapse atılıyor (evet, dünyayı Ceph saldırısından kurtaran adam bunu yapabilmesini sağlayan Nanosuit’i çaldığı için hapse atılıyor). Daha sonra Prophet, kaldığı hücrede Ceph’in dünyayı ele geçirmesiyle ilgili apokaliptik vizyonlar görüyor ve ikinci oyundan tanıdığımız CELL’in sözde CEPH saldırılarını bastırmak ve kontrolünü kolaylaştırmak amacıyla kurduğu ‘Liberty Dome’ isimli devasa fanusun içinde olan ve her tarafını ağaçve bitkiler kaplamış New York’a dönüyor.
Eski oyunlardan geri dönen tek karakter Prophet değil: Crysis’ten tanıdığımız, Crysis: Warhead’in ana karakteri, belki de serinin en nitelikli ve ‘ikonik’ karakteri Psycho da geri dönüyor. Hatta üçüncü oyunda Nomad’da olsa da ilk oyunun karakterlerine o dönemden bu yana neler olduğunu görsek bu serinin hikaye anlatımına derinlik katan, harika bir şey olmaz mı cidden? Crytek yetkililerinin sözlerine göre bu sefer karakterlerin birbirleriyle olan etkileşimleri hikayede çok daha büyük bir rol oynayacak ki bu da daha derin bir deneyimle aynı anlama geliyor.
:ayir:
Nanosuit 3.0
Crysis 3′te Nanosuit’e çok büyük değişikler gelmiyor ne yazık ki ama bunun yerine hem düşman davranışları, hem de nanosuit’in işleme şekli konusunda fonksiyonel iyileştirmeler ve geliştirmeler geliyor: Artık düşmanlar yşüphelendikleri yerlere EMP bombası atarak Nanosuit’in tüm enerjisini yok ederek Prophet’i olduğu gibi açıkta bırakabilecekler ve etrafa çeşitli tuzaklar kurabilecekler, kısacası siz onları avlamaya çalışırken onlar da sizi avlamaya çalışacak.
http://biskuvigaming.com/wp-content/uplo...24x576.jpg
Aynı zamanda “hızlı koşma” (sprint) özelliği de artık Nanosuit’e bağlı olmayacak, bunun yerine kendi metresi olacak. Bu sayede oyuncular koşma ile başka özellikleri karıştırıp farklı taktikler yaratabilecekler. Bana kalırsa olaylara yaklaşım yöntemlerini ve taktik derinliği arttıran gayet güzel bir değişiklik.
:ayir:
Silahlar ve ekipman
Elbette yayınlanan bir sürü videodan Prophet’in insanoğlunun en eski adam öldürme araçlarından birisi olan ok ve yayı da amacıyla ekipmanları arasına ekleyeceğini biliyoruz. Ok ve yay kullanarak maksimum sessizlikle (“maksimum sessizlik“! anladınız mı ha? anladınız mı *göz kırpıyorum bunu söylerken durmaksızın*) adam öldürebilmemiz dışında artık görevlerden önce tıpkı Call of Duty’lerin çokluoyuncu kısmında olduğu gibi kendi yarattığımız sınıflardan birisini seçebiliyoruz. Evet, mesela, Prophet’e bir pompalı tüfek verip Nanosuit yeteneklerine melee saldırıların daha güçlü olması yönünde ayar çekebilecek veya Nanosuit’in görünmezlik kısmına güçlendirip Prophet’e bir adet susturuculu pistol ve/veya ok ve yay vererek tamamen sessiz bir avcı yaratabileceğiz.
Kısacası karakterimizin ekipmanını ve özelliklerini oynayış tarzımıza göre kişiselleştirebilidiğimiz, taktiksel anlamda serinin önceki oyunlarına göre çok daha derin ve doyurucu bir deneyim olacak Crysis 3.
:ayir:
Daha geniş mekanlar
Bildiğiniz üzere ilk Crysis tropik bir adada geçmesi sebebiyle inanılmaz derecede geniş bir oyun alanı ve bakması hoş ortamlar içeren bir yapımdı. İkinci oyunda ise setting New York olunca oyun alanı da doğal olarak ilk oyuna göre gözle görülür oranda küçülmüştü.
Crysis 3′teki oyun alanının genişliği ise ilk oyuna çok daha yakın olacak. En nihayetinde yirmi sene boyunca şehre kimsenin eli değmediği için ağaçların çıktığı, ortamın yeşillendiği devasa bir ‘New York ormanı’nda geçiyor oyun ve daha küçük bir oyun alanı beklenemezdi, değil mi ama? Aynı zamanda ilk Crysis’te olan ‘ikincil görevler’ de üçüncü oyunla birlikte geri dönüyor ancak oldukça önemli bir farkla: Bu ikincil görevler bize her görevin başına verilmeyecek, bunun yerine oyun alanını gezerken bu tür görevlere denk geleceğiz. Kısacası Crysis 3 araştırmacı oyuncuları daha fazla oyun zamanı ile ödüllendirecek.
Ancak devasa bir oyun alanının, bu devasa oyun alanını robot gibi değil, insansı ve dikkatli bir biçimde dolaşarak bizi avlamaya çalışan düşmanlar, kısacası güçlü bir yapay zeka olmadan hiç bir anlamı yok, doğru değil mi? Crytek, Crysis 2′deki düşmanların yapay zekası konusundaki şikayetleri dikkate almış olacak ki Crysis 3′te sağa sola çarpmadan, düzgün bir biçimde oyun alanını gezebilen, şüphelendikleri bölgelere agresif ve aptal bir biçimde değil, stratejik ve taktiksel bir şekilde, EMP bombaları atarak ve tuzaklar kurarak yaklaşan düşmanlar bizleri bekliyor olacak. Aynı zamanda Prophet yakınlarda olduğu zaman düşmanlar ayak seslerini, yaprakların çıtırtılarını duyarak ona göre tepki verecekler (ancak Crytek bunu düşmanların oyuncuyu mantıksız bir biçimde görmesini engellemek için olabildiğince adil hale getirmeye çalışıyor ve yapay zekayı bu yönde ayarlıyor).
:ayir:
Çokluoyuncu
Crysis 3 ile birlikte oyunun çokluoyuncu kısmına Team Deathmatch, Free for All gibi standart oyun modlarının yanında Hunted adında -şimdiye kadar benzerleri yapılmamış olmasa da- oldukça ilginç bir oyun modu da ekleniyor. “Hunter” adı verilen bu sekiz kişilik oyun modunda, üzerinden Nanosuit olmayan altı kişi hayatta kalarak düşmanlarını, diğer bir deyişle diğer iki kişiyi avlamaya çalışırken; Nanosuit’e sahip diğer iki kişi Nanosuit’in özelliklerinin yardımıyla altı kişilik takımı komple temizlemeye çalışıyor.
Oldukça ilginç ve taktik olarak yoğun bir deneyime yaşatacağa benzeyen modun, artık bir çok oyunda bulunan standart oyun modlarının çekemediği kitleyi çekebilecek, istenilen derinliği oyuncuya sunabilecek kalitede bir deneyim olup olmadığını ise oyun çıktığında hep beraber göreceğiz.
:ayir:
Sonuç?!
Ekibin hikayeye ağırlık vermesi ve daha derin bir deneyim yaratmaya çalışması, özellikle “sadece çokluoyuncu önemli, tek kişilik oyunu kimse oynamaz artık, tek kişilik oyun kalitesiz bir oyun deneyimidir” gibi acayip düşüncelerin oyun sektörünü ele geçirdiği şu dönemlerde gerçekten takdire değer bana kalırsa. Zaten oyun taktiksel derinlik, yapay zeka, ve elbette görsel olarak güçlü bir yapım olacak, burasını şimdiye kadar açıklananlardan anlayabiliyoruz. Tek istediğim, hikaye, karakterler ve atmosfere azıcık el atılması ve güçlendirilmesi; daha güçlü bir sanatsal yönetim, zaten oyunu satın alan kitlenin yanında benim gibi oyunlarda artistik dizayna önem veren bir çok oyuncuyu da çekecektir.
1